Bodrumda 20 milyon liralık lüks site nasıl 2 milyona satıldı?

Piyasa değeri yaklaşık 20 milyon lira olan 12 dairelik lüks site yok pahasına 2 Milyon Liraya satıldı.....

Bodrumda 20 milyon liralık lüks site nasıl 2 milyona satıldı?
19 Nisan 2021 - 09:38

Bordum Adliyesi'nde ihtilaflı bir gayrimenkulün mahkeme kararıyla satışına ilişkin davadan pis kokular yükseldi. Mahkeme, tüm itirazlara karşın piyasa değeri yaklaşık 20 milyon lira olan 12 dairelik lüks siteyi yok sayarak, boş arsa bedelinin yüzde 50'sine satışa onay verdi. Böylece, devlete ödenmesi gereken 4.3 milyon liralık vergi de birilerinin cebinde kaldı.

Dünya ve Türkiye, Covid-19 salgınıyla mücadele ederken, devletin ve yargının içindeki 'yolsuzluk virüsü' de hiç geri durmuyor. Bodrum 2. Sulh Hukuk Mahkemesinin  2018/289 E. sayılı dosyasında Yargıtay süreci de ‘süratle’ tamamlanan ihtilaflı gayrimenkul satışına ilişkin davada, 3.124 metre kare arsa üzerinde inşaatı yüzde 80 tamamlanmış, 12 dairelik deniz manzaralı Kale 3 Sitesi yok sayıldı. 

Sözkonusu gayrimenkul, boş arsa bedelinin yüzde 50'si karşılığı 2 milyon 10 bin liraya ihale yoluyla satış onaylandı. Üstelik, siteyi ihaleyle satın alan taraf, sitenin yarısının sahibi konumunda ve natamam sitedeki gayrimenkulleri için imar affından da yararlanmış durumda. Bu 'yolsuzluk kokan’ olayda sitenin arsa üzerindeki varlığı ’kabul edilseydi, yaklaşık 20 milyon TL olması gereken satış bedelinden devlete ödenecek yüzde 18’lik KDV, 4 milyon 320 bin lira tutacaktı. Mahkemenin davacının itirazını reddedip onayladığı boş arsa bedelinin yarısı için ödenecek KDV ise sadece 237 bin lira oldu.

NEDEN MAHKEMELİK OLDULAR?

Bodrum'daki Kale 3 Projesinin inşaatı, ilçenin en gözde konumlarından birinde 2005 yılında başladı. 3.124 metre kare arsa üzerinde 12 lüks daire olarak planlanan sitenin inşaatı devam ederken, 2006 Temmuz’unda Bodrum Belediyesine dönük imar yolsuzlukları ve rüşvet iddialarını kapsayan Beyaz Evler Operasyonuna konu projeler arasına girdiği gerekçesiyle inşaat mühürlendi. Ardından, yıkım kararı verildi. Ancak yıkım gerçekleşemedi ve pay sahipleri de 2018'de çıkan imar affına başvurarak arsadaki yapıların yıkım kararını hukuken kaldırdı.

BİLİRKİŞİ BU FOTOĞRAFTA 4 BLOKTA 12 LÜKS DAİREDEN OLUŞAN SİTEYİ GÖREMEDİ, MAHKEME DE İMAR AFFINDAN YARARLANMIŞ YÜZDE 80’İ TAMAMLANMIŞ SİTEYİ VAR KABUL ETMEDİ.

YARGI SÜRECİ ANİDEN KISALDI

Ancak pay sahipleri arasında inşaatın durdurulmasından itibaren devam eden anlaşmazlıklar mahkemeye taşındı.

Projeden önce 4, ardından 2 daire daha satın alan Özgür Bayındır ile pay sahiplerinden Gülser Güngör arasında ihtilaf büyüdü. Sonunda mahkeme proje için ihaleyle satış kararı aldı. İhaleye, sitenin yarısına sahip Özgür Bayındır girdi ve boş arsa bedeli üzerinden ihaleyi kazandı. Davacı avukatları buna karşılık ihalenin feshi davası açtı.

Gayrimenkulün sadece boş bir arsa değil, yüzde 80’i tamamlanmış ve imar affından yararlanmış bir site olduğunu beyan etseler de mahkeme itirazı reddetti. Reddin ardından İstinaf ve Yargıtay süreçleri jet hızıyla tamamlandı.

Öyle ki, alıcı vekili, İstinaf Mahkemesine sunduğu 22.09.2020 tarihli dilekçe ile dosyanın öncelikli incelenmesini talep etti.

Bu talebin üzerinden 3 gün geçince dosyaya, 21.09.2020 tarihli karar yüklendi. Yani, henüz karar yazılmadan kararın lehine yazıldığı adeta içine doğdu. Ardından, Yargıtay’a temyize gidildi.

Alıcı vekili bu defa da 15.01.2021 tarihli dilekçesinde, dosyanın öncelikli incelenmesini talep etti.

Talebin üzerinden 5 gün geçince, 13.01.2021 tarihli karar sisteme yüklendi.

DEVLETİN 4.3 MİLYON LİRALIK VERGİ KAYBI VAR

Davalı taraf, davacıların yargı sürecini uzatmak için her şeyi yaptığını savunurken, Davacı taraf da davalı tarafın yerel mahkemeden, Yargıtay’a kadar uzanan bir ‘özel ilişki’ ağını kullandığını düşünüyor.

İki taraf arasındaki hukuki mücadele devam eder mi bilinmez ama ortada başka bir gerçek var ki o da ortalama fiyatlarla toplamda 20 milyon lira olması gereken site, 2 milyon 10 bin liraya savcı ve hakimlerin gözleri önünde satıldı.

Maliyenin kasasına girmesi gereken 4 milyon 320 bin liralık KDV ise 237 bin liraya düştü.

Tabii ki her davada taraflar birbirlerini suçlar ve kimin haklı olduğuna da mahkemeler karar verir.

Ancak, bu davada, Maliye’nin büyük bir vergi kaybına uğradığına dair ciddi şüpheler oluşmuş durumda.

Bu nedenle de üçüncü bir taraf olarak Maliye’de; Gelir İdaresinde, Adalette; HSYK’da, tüyü bitmemiş yetimin hakkını kollayan memurlara, savcı ve hakimlere büyük görev düşüyor.


YORUMLAR

  • 0 Yorum