İkinci Abdülhamid devrinin sonlarına doğru, devlet iki Fransız tüccardan alınan borcu ödeyemeyince, Fransız donanması Midilli Adası'nı işgal etti

Abdülhamid, eşi Fatma Pesend Hanım’dan aldığı parayla borcu ödemiş, adayı işgalden kurtarmıştı ama bu olay büyük yolsuzluk iddialarına konu olmuştu. Padişahın en yakınındaki iki isim hakkında, bu işten servet elde ettikleri iddiaları ortaya atılmıştı.

İkinci Abdülhamid devrinin sonlarına doğru, devlet iki Fransız tüccardan alınan borcu ödeyemeyince, Fransız donanması Midilli Adası'nı işgal etti
07 Nisan 2024 - 11:51

Yunanistan’ın Türk turistlerin 7 günlük geçici vizeyle girilebileceğini açıkladığı Midilli’ye Türk turistlerin girişinin başladığı bu günlerde, Ada’nın Osmanlı yönetimindeki son yıllarında yaşanan bir hadiseyi anımsadım. 

Osmanlı 1900’ün ilk yıllarında İkinci Abdülhamid, iç ve dış birçok meseleyle meşgul olurken, yaşadığı en büyük sıkıntı şüphesiz ki parasızlıktı. 

Osmanlı Devleti iç ve dış borçları yüzünden çok zor durumdaydı. Devlet, borçları kapatabilmek için Galata Sarrafları denilen aslında tefecilik sistemini yürütenlerden bile borç para alır duruma gelmişti. Bu borçlar çoğu zaman geri ödenemiyordu. Bunun yanında Abdülhamid’in çevresindeki güçlü adamlar ceplerini doldurmaktan geri kalmıyorlardı. 1901’de Osmanlı Devleti, onur kırıcı bir durumla karşı karşıya kalmıştı. Abdülaziz devrinin sonlarında devlet, Lorando ve Tubine adlarında Fransız uyruklu iki bankerden borç almıştı.

25 YIL SONRA ORTAYA ÇIKTI
Abdülaziz’in tahttan indirilmesinde kullanılan para aradan geçen 25 yıl boyunca ödenmemiş, faizleri ile birlikte çok yüksek bir meblağa ulaşmıştı. Fransız sefiri Constans, 1901’in temmuz ayından itibaren bu borcu alabilmek için hükümeti sıkıştırırken, alacaklılar İstanbul’da mahkemeye başvurmuşlar ve davayı da kazanmışlardı. 

FRANSIZ SEFİRİ BİZZAT HABERDAR ETTİ 
Yalnız hükümet, amcasının tahttan indirilmesinde kullanılan böyle bir borcun varlığından Abdülhamid’i haberdar etmekten korkmuş ve bunu Padişah’a duyurmamıştı. Ağustos ayına gelindiğinde ise Fransa hükümeti elçisi vasıtasıyla durumdan bizzat Saray’ı haberdar edince Abdülhamid’in meseleden haberi olmuştu. Abdülhamid, sefir ile görüşmesinde borcun ödeneceğine dair teminat vermişti. Fransız sefir, borcun ödenmesinden başka İstanbul rıhtımlarının işletme imtiyazını 35 milyon Frank karşılığında elde etmelerine rağmen, rıhtımın devir işlemlerinin yapılmamasından da şikayet etmişti.                                                                          
SÖZ VERİLEN PARA HAZİNEDE YOKTU 
Ancak Abdülhamid’in "Ödenecek" sözünü verdiği borcun karşılığı hazinede yoktu. Teşrifat Nazırı İbrahim Paşa, dört gün boyunca yaptığı incelemeler sonucunda bu durumu Padişah’a bildirmişti. Padişah utana sıkıla Fransız sefire "Hazinede borcumuza karşılık para yok" deyince, Fransız sefiri, borcun karşılanması için bazı gelir teklifleri iletmiş, ancak bir netice elde edemeyince de siyasi ilişkilerin kesildiğini ve kendisinin de İstanbul’dan ayrılacağını bildirmişti. 

İkinci Abdülhamid, 26 Ağustos’ta Sirkeci Garı’ndan trene binişi sırasında Constans’ı durdurmak için Teşrifat Nazırı İbrahim ile Ziraat Nazırı Selim Melhame Paşalar’ı gara göndermiş ancak sefiri ikna etmeyi başaramamışlardı.

7 SAVAŞ GEMİSİ GÖNDERİP GÜMRÜĞE EL KOYDULAR
Aradan bir buçuk ay geçmiş, borç tahsil edilemeyince Fransa hükümeti, 7 savaş gemisinden kurulu filosunu Midilli Adası’na yollamış ve 5 Kasım 1901’de bu adanın gümrüğüne el koymuş, borcunu böyle tahsil edeceğini Babıáli’ye bildirmişti. Fransızlar, Midilli’yi boşaltmak için sadece borcun ödenmesinin de yetmeyeceğini, Osmanlı ülkesinde Fransız himayesinde bulunan okul, hastahane, dini müesseseler için de yeni imtiyazlar talep etmiş, bunların resmen tanınmasını istemişti. Midilli Adası’nın işgal edildiğini haber alan İkinci Abdülhamid, Fransa’nın tüm isteklerini kabul ettiğini açıklamış ve Lorando’ya 340 bin ve Tubini’ye de 162 bin olmak üzere yarım milyon küsur paranın ödeneceğini, Fransa’nın talep ettiği imtiyazları da vereceğini bildirmişti.

EŞİ FATMA PESEND HANIM'IN PARASIYLA ÖDENDİ
Abdülhamid, bu borcun büyük bölümünü eşi Fatma Pesend Hanım’dan temin etmişti. Midilli’ye vardığında Ada’nın Rum halkı tarafından sevinçle karşılanmış olan Fransız savaş gemileri de kısa süre adayı terk etmişlerdi. Ancak bu kötü örnek üzerine Almanlar, Ruslar ve İngilizler de kendi dini ve kültürel müesseseleri için çeşitli imtiyazlar koparmaktan geri kalmamıştı. İki tüccarın borcu yüzünden İstanbul’u terk eden Fransız sefiri de anlaşmazlığı kendi usulüyle çözmelerinin verdiği rahatlıkla bir süre sonra yeniden görevinin başına dönmüştü. 1462’de Fatih Sultan Mehmed devrinde, Osmanlı topraklarına katılan Midilli Adası, Balkan Savaşları sırasında Yunanlılar tarafından, tek kurşun atmadan işgal edildi ve 30 Mayıs 1913’teki Londra Antlaşması’yla Yunanistan’a bırakıldı. Ada’nın Müslüman Türk halkı ise 1922’de Anadolu’daki Rumlarla yer değiştirdi.


YORUMLAR

  • 0 Yorum